BOTAN

DANASÎNA HEREMA BOTANÊ


Erdnîgarî: 7.152 km²
Serjimara Navendê: 61.335 (2011)
Serjimara Giştî: 457.997 (2011)
Jimara Plaqeya Bajêr: 73





Derbarê Heremê de...
Navçeyên Wê: Elkê(Beytûşşebap), Cizîrê( Cizre), Basa(Gûçlûkonak), Hezex(İdil), Girikê Emo(Silopi) û Qilaban( Uludere)
Erdnîgarî: ji bilî heremên nêzîkî Binxet û Zaxo, hema bêje hemû herem çiyaye. Li heremên çiyayî daristan zêde tune. Daristanên ji geliyan dest pê dikin, carinan heya bilindahiyên nêzî jimara 2000 metreyan diçe.
          
         Heremên daristan piştî jimara bilindahiya 2000 metreyan hêdî hêdî werdigere darên qam kinik û giyayên zozanan. Piştî pilindahiyên digihêjin 3000 metreyan êdî bilindahî cihê xwe ji berfê re dihêle. ji ber xwezaya wê ya dewlemend, gelek cûre sewalên kedî-kûvî li heremê jiyan dikin
Rewşa Demsalan: Demsalalên wê li gorî hereman tê guhertin. Li heremên bilind, bandora demsala Serhedê ya hişk û sar, li cihên din di nava şev û rojê de cudahiya rewşa sarî û germiyê de gelek cudahî heye, her wisa ji ber, herem ji bandora zeryayan bêpar e, di nava demsalên zivistan û havînan de  gelek cudahî heye û demsalên wê hişk in û kêm baran e.

Dîroka Heremê: Dîroka herema kevnar, li goreyî pirtûka Ewliya Çelebî ya bi navê ”Seyhatname” heya berî tofana Nuh diçe. Li goreyî vê pirtûkê Keştiya Nûh Pêximber li ser çiyayê Cudî yê bilindahîya wî 2089 metre, sekiniye û mirovahî ji wir belav bûye.  Di dema Osmaniyan de gun bû. Sala 1927 bûye navçeyeke girêdayî Sêertê û sala 1990 ê gihaye statûya bajariyê.


War û Cihên Dîrokî: Herem, ji aliyên xwe yên dîrokî, çavkaniyên çandî û nirxwên xwezayî ve dewlemend gelek balkêş e. Li heremê gelek cih û deverên giranbiha yên hêjayî dîtinê hebin jî, mixabin herem ji ber şer û gengeşiyên bingehên wê xwe dispêre dîrokê ji aliyê turîzimê ve pêş neketiye. Ciheke herî dîrokî yê dîtinê, cihê ku keştiya Nuh li rûniştiye. Demên berê de li cihê ku keştî lê rûniştî, bizmarên/mih û qetên darên keştiyê hatine dîtin. Pirtûka pîroz a misilmanan(Qurana Pîroz) jî sekna keştiya Nuh a li ser ciyayê Cûdî pişterast dike.



Pira kevir a li Qesirka Gelî, ji Gûtiyan mayî, coyên ji berên kolayî hatîn çêkirin, wêneyê li ser tehtê hatî kolandin(zava), germavên Besta mêremê, tirba Hz. Nuh a li Cizîrê, tirba Mem û Zînê, medresa Sor, Mûzeya zanayê Kurd-afrînerê zanista robotikê Îsmail Ebul-îz û Kelha Birca Belek: Li Basayê, Kelha Findikê ya ji şartistaniya Fenîke mayî, germavên Hista yên bi nav û deng û zozanên Firheşîn: li Hezexê Mizgefta Navedî ya dîrokî û gelek dêrên dîrokî yên bermahîyên Sûryaniyan hene. Mixabin dîsa ji ber heman sedemên dîrokî, gelek cihên binirx nehatine aşkerekirin jî hene. Li goreyî doneyên nirxandinên civaknas û ekonomîst ger ev cihên dîrokî baş bê nirxandin, dê herem bi dahatûyên turîzmê, di aliyê çandî û ekonomik de gelek pêş bikeve.



Warên Kevin û Mûzeyên Heremê
Di mûzeya Cizîrê de, berhemên arkeolojik û etnografîk ên Babîl, Asûr, Med, Gotî, Selçûklû, Osmanî, Rûm, Ereb, Emewî, Abbasî û zanayê mezin û afrînerên 60 makîneyên serdema xwe Îsmaîl Ebul-îz El Cezerî hene.



Kelha Findikê

Wargeha di navbera gundên Kereşa û Hetma de dimîne, dîroka wê diçe heya B.Z. 4.000 ê. Bajarê kevin ê li heremeke çiyayî de, qesir, girdîgeh, cihên sarincan û gelek şkeftên di tehtan de hatîn kolandin hene. Li bakûrê Kelha Findikê li ser tehtekê wêneyeke jinekê bi navê “Borzana Sitiya” û li bakûrê rojhilatê wê li ser zinarekê wêneyeke jin û mêrekê hene. 

Şah Ören Yeri
Cizre’nin Kuzeydoğusunda,Çağlayan köyündeki Şah Ören Yeri, Cudi dağının en sivri noktasının eteğindedir. Yerleşmenin kuzeyi,doğusu ve batısı tamamiyle dağlıktır. Bu dağlık kesimlerde Düşe, Çeko, Hırabe, Kayzer, Hırd kale harabeleri yer almaktadır.
Babil Ören Yeri
Cizre’nin 20.Km Güneybatısında Suriye sınırı üzerindeki Kebeli köyünde yer alan Babil Ören Yerinin çevresi dikdörtgen biçiminde surlarla çevrilidir. Dış kaleyi oluşturan bu surlarda yaklaşık 30 adet burç vardır. İç kale ise daire biçimindedir. Surlar yontulmamış bazalt kayalardan,yapılar ise beyaz kalker taştan yapılmıştır.
Kasrik Ören Yeri
Şırnak-Cizre karayolunun 30.Km.si üzerinde yer alan Kasrik Ören Yeri, Guti’ler döneminde “Sazirka” olarak anılmaktaydı.Bir boğaz içinde yer alan yerleşmede ,tarihi su bentleri,heykeller ve kent kalıntıları bulunmaktadır. Cizre ve Finik Beylerinin bu yöreyi yazlık olarak kullandıkları bilinmektedir.
Bazebde Ören Yeri
Cizre’nin 2 Km doğusunda Dicle Nehri kıyısında yer alan Bezebde Ören Yeri.zamanla Dicle Nehri yatak değiştirdiği için Suriye topraklarında kalmıştır. İlk çağlara ait kent kalıntıları ve ünlü bir köprüsü vardır.
Cizre Kalesi
M.Ö.4000 yıllarında Guti İmparatorluğu tarafından Cizre Surları ile Cizre Kalesi yaptırılmıştır. 360 oda ve 3 katlı olarak yaptırılmıştır.
Şırnak İli TanıtımıCizre Ulucami
639 yılında kiliseden camiye çevrilmiştir. Abbasi döneminde onarıma alınmıştır.1160 yılında Cizre emiri Baz Şah’ın oğlu Emir Ali Sencer tarafından büyük onarıma alınmış olup, minaresi 1156 yılında dört köşe şeklinde yapılmıştır. Cizre Ulucami tokmakları fizikçi ve sanat adamı İsmail Ebul-iz El Cezeri tarafından yapılmıştır.
Cizre Mir Abdal Camii
1437 yılında Cizre Beyi Emir Abdullah (Abdal) İbn Abdullah İbn Seyfeddin Boti tarafından yaptırılmıştır.Üstü kubbelidir. Cizre surları üzerindedir. Bazalt siyah taştan yapılmıştır. Mem-u Zin türbeleri bu mescide yapışık bölümün alt kısmındadır.
Cizre Nuh Peygamber Camii
Tufan olayından bu yana insanlığın ikince babası olan Nuh Peygamber (A.S).kendi adıyla anılan bu camide yatmaktadır. Nuh peygamberin mezarı alt bodrum katındadır.
Cizre Kırmızı Medrese
Cizre Beyliği döneminde II.Han Şeref Bey tarafından XIV.Yüzyılda yaptırılmıştır.Medresenin içi avlulu olup,doğusunda batısında ve kuzeyindi dersaneler, yemekhane ve öğretmen lojmanları bulunur.Mihrabı beyaz taştan olup, 2.82x3.78 ölçülerindedir. Medrese Cizre’ye özgü kırmızı tuğlalardan örüldüğü için Kırmızı Medrese denilir.
Yasef Köprüsü(Cizre Köprüsü)
1164 yılında Zengi Devletinin veziri Cemaleddin İsfehani tarafından ikinci kez onarılmıştır. Köprü Cizre Surlarının 2.Km. mesafede olmakla beraber o zamanki Cizre’nin bir mahallesi içindedir.12 adet burç üzerinde 8 gezegen kabartması bulunur. Köprünün üzerinde Ashabikehf (Uyuyanyatırlar) adları yazılıdır. İnsan ve hayvan figürleri ile süslüdür.
Mehmet Ağa Kasrı
Cizre Dağkapı Mahallesinde Bayırağa sokakta bulunur. Bir kısmı siyah bazalt taştan,bir bölümü de beyaz kalker taştan yapılmıştır. Hamidiye Binbaşısı Fettah Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Cudi Dağı
Pek çok gezgin, tarihçi ve yorumcunun yapıtlarında Nuh’un Gemisi’nin Cudi dağı üzerinde durduğu yazılmaktadır. Nuh’un mezarının Şırnak İli TanıtımıCizre’de bulunması Şırnak’a bir zamanlar Şehr-i Nuh denmesi, Cizre Surlarının gemi biçiminde olması da buna kanıt olarak gösterilmektedir.
Ayrıca yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin Hud suresinin 44.ayeti açıkça Tufan-Nuh Gemisinin Cudi Dağı’nda durduğunu yazmaktadır.
Yayla Turizmi
Beytüşşebap ilçesinde bulunan Faraşin yaylası görülmeye değer bir yerdir.
Dağ ve Doğa Yürüyüşü
Cudi dağı, Şahköy çağlayanı, Herekol dağı, dağ ve doğa yürüyüşü yapmaya elverişli alanlardır.
Akarsu Turizmi
(Kano-Rafting)
İlin en önemli akarsuyu olan Kızılsu, Habur ve Hezil çaylarının beslediği Dicle Nehri, akarsu turizmine elverişlidir.
Sportif Olta Balıkçılığı
Kızılsu Çayı’nda sportif olta balıkçılığı yapılmaktadır.
Bitki İnceleme
Cudi dağı floristik açıdan önemli bölgelerden biri olmakla birlikte henüz yeterince araştırma yapılamamıştır.
Yaban Hayatı
İlin orman kuşağına giren dağlık kesimleri yaban hayvanları için elverişli barınaklar oluşturmaktadır. En çok rastlanan yaban hayvanları tilki, tavşan, çulluk, keklik, ördek, kaz, turna ve bıldırcındır.
El Sanatları Hediyelik Eşya
Keçecilik, halı ve kilim dokumacılığı ildeki el sanatlarının başında gelmektedir.El örgüsü yün çoraplar, tozluklar, kuşaklar Yörük örgü desenleriyle yapılmaktadır.
Şırnak'a nasıl gidilir?
Karayolu: Türkiye'nin her yerinden karayolu ile ulaşım mümkündür.




Cizre (Kürtçe: Cizîre)



Türkiye'nin Şırnak iline bağlı bir ilçedir.

En eski ismi Kardu Gazarta, Persler Gazarta ve Bazibda, Abbasiler onların Şehir Yöneticisi Omar olduğundan Djasirat-ibn ʿUmar (Cezire-i İbn-i Ömer) ve daha sonraCizîra Botan ismi verilirdi. Akkoyunlular Cizre'ye Ceziretuşşeref derlerdi. Cezire Arapça'da "ada" anlamına gelir, çünkü Dicle nehri burada kıvrılır, bir su adası gibi bir alan oluşturur.
Cizre Demir Çağında Kumme (Kumaha, Kummuh, veya Qumaha, Qumenu) krallığının merkeziydi. MÖ 10. yüzyılda şehir, Musul ile beraber ʿUquail merkeziydi.
MÖ 2000 yılından itibaren, Babil, Araplar, Asurlular, Medler, Kürtler, Persler, Selevkos ve Sasanilerin; İslamiyetin bölgeye gelmesi ile beraber Emevi ve Abbasilerinhakimiyeti altında kalmıştır. 1096 yılında Büyük Selçuklular müteakiben emir ve şeyhliklerle idare edilen Cizre 1627 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine geçmiştir. Cizre beyliği önceleri Diyarbakır Sancak Beyliğine bağlı iken 1841 yılında Musul'a bağlanmıştır. Milli mücadele döneminde büyük başarılar gösteren Cizre'ye Fransızlar gelip şehri savaşsız teslim almak istemişlerse de, halkın direnişi ve silahlanmayı görerek işgalden vazgeçmişlerdir. İslamiyet'in Cizre'ye girmesi ile birlikte şehre yarımada anlamına gelen Cezire adı verilmiş, Cumhuriyet döneminde ise küçük bir düzeltmeyle Cizre olarak değiştirilmiştir. Önceleri Mardin iline bağlı bir yerleşim birimi iken 16.05.1990 tarih ve 3647 sayılı yasa ile Şırnak iline bağlanmıştır.
Şırnak yöresi 993 yılında Mervaniler denetimine geçmiştir. Yörenin yönetsel merkezi olan Cizre; Mervaniler, Selçuklular, Zengiler, Eyyübi zamanlarında Musul Atabeklerine ve Diyarbekir emirlerine bağlıydı. Bu halde iç işlerinde bağımsız bir Derebeylik gibiydi. 1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslanın bölgeye girmesiyle Mervaniler Selçuklulara tabi oldu. Selçuklu komutanlarından Fahrüddevle 1085 yılında Diyarbekir ve Cizre bölgesini zaptederek Mervani emirliğine son verdi.
Mervaniler döneminden sonrada Şırnak yöresi sık sık el değiştirmiş Selçuklular döneminden itibaren sırasıyla 1100 da Musul Atabegi Çökürmüş denetimine geçmiş ardından Zengiler, Eyyübiler, ve Artuklular burada hakimiyet kurdular. 13. yüzyıl İkinci çeyreğinde yörede Harizmliler ve Moğollar gibi yeni güçler ortaya çıktı. Moğolların yağma hareketleri sonrasında 1400'lü yıllarda yöreye hakim olma çabası içerisinde bulunan Akkoyunlular'la Karakoyunlular arasında çatışmalar çıkmıştır. 1508'de Akkoyunluların varlığına son veren Safeviler sonrasında yörede hakimiyet kurup egemenlikleri altına almışlardır.



Mem û Zin

Mir Abdal Camii olarak isimlendirilen medrese 1437 yılında Cizre Azizan Beyi Emir Abdullah (Abdal) ibn Abdillah Seyfettin Boti tarafından yapılmıştır. Mescid ve İdare odalarının bir kısmı ayaktadır. Şair ve yazar Şeyh Ahmed Hani tarafından manzum olarak kaleme alınmış olan aşk hikâyesinin kahramanları Mem u Zin ile bu aşkın engelleyicisi olan Bekir'in türbeleri caminin güney bölümü bodrum katındadır.

İsmail Ebul-iz El Cezeri


1153 yılında Cizre'de doğdu. Fizikçi ve 60 makine mühendisi ve mucididir. Sibernetik ve robotik biliminin kurucusudur. Otomatik kontrol alanında çalışmalarda bulunmuş, bilgisayar ana temelleri, saatler, su makineleri, musluk, kilitler, çocuk oyuncakları buluşları arasında yer alır. 1233 yılında vefat etmiştir. Nuh Peygamber Camii avlusunda gömülüdür. Kitapları uzun yıllar Avrupa üniversitelerinde okutulmuştur.

Cizre tarihi bir yerleşim olması ve kültür turizmine yönelik zenginlik arzetmesine rağmen özellikle güvenlik kaygısı ve eksik tanıtım nedeniyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin rotalarının dışında kalmıştır. Kente yönelik ilk tur programı yalnızca 2014 yılında hazırlanmış ve ilk organize turistik ziyaret yine aynı yıl içerisinde Nükhet Everi tarafından gerçekleştirilmiştir. Cizre'de gezilebilecek başlıca tarihi eserler şunlardır.

Kırmızı Medrese ve Şeyh Ahmet El-Cezeri Türbesi

Kırmızı Medrese 15. asırda Cizre Azizan Beyi 2. Şeref tarafından yaptırılmıştır. Kırmızı tuğlalardan yapıldığı için "Medresetul Hamra" olarak adlandırılır. Mescit, idare, öğrenci, öğretmen bölümleri ile külliyeden oluşmuştur.

Medrese içinde türbesi bulunan Şeyh Ahmet El-Cezeri 1404-1479 yılları arasında yaşamış ünlü bir şairdir. Kaside ve şiirlerinde tasavvuf konularını işlemiştir. 2000 beyitlik bir divanı vardır. Şiirler alfabetik ve Kur'an sureleriyle uyumludur. "Guften Mela" ve "Guften Emir" adlı şiir antolojileri vardır. Halk arasında "Mellayı Ciziri" ve "Nişani" olarak adlandırılır.

Cizre Ulu Cami ve Kapı Tokmağı

Cizre'nin İslam'ı kabul etmesiyle 639 yılında kiliseden camiye çevrilmiştir. Abbasiler döneminde cami yıktırılıp, onarıma alınmıştır. 1160 yılında Cizre Beyi Baz Şah'ın oğlu Al Sencer tarafından yeniden yaptırılmıştır. 1156 da dörtköşe inşaa edilen minaresi 1945-1946 ve 1971 yıllarında 2 kez onarım görmüştür. Cizre Ulu Camii kapılarında bulunan Ebul-İz'in yaptırdığı ünlü ejder figürlerinden biri İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde bulunmaktadır. Cizre Ulu Camii’nin, 13. yüzyıla tarihlenen, eşsiz bir el işçiliğine sahip ahşap kapısının tunç kapı tokmağı üzerinde iki ejder ve ortasında bir aslan başının bulunduğu bir kompozisyon görülmektedir. Ejder sivri kulaklı, badem gözlü ve kanatlıdır. Gövdeleri yılan pulu ile kaplı ve ortadan düğümlüdür. Birbirine dolanan kuyrukların uçları kartal başı şeklinde görünmektedir. Ejderlerin ortasında ise stilize aslan başı yer almaktadır. 1976 yılından beri Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenen kapı tokmağının diğer teki 1969 yılında yerinden sökülerek çalınmıştır ve günümüzde Kopenhag David Samling Müzesi’nde sergilenmektedir.

Cizre Müzesi

Arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin bulunduğu Cizre Müzesi 1996 yılında İsmail Ebul-İz İlköğretim Okulu bünyesinde, okul müdürü Abdullah Yaşin tarafından kurulmuştur. Müzede Guti, Med, Asur, Babil, İslam İmparatorluğu, Emeve, Abbasi, Selçuklu, Azizan, Zengi, Rum, Arap ve Osmanlı dönemine ait eserler bulunmaktadır.

Nuh Tufanı

Kur'an, Tevrat ve İncil'de adı tufan olayı ile geçen Nuh, tufan sonunda gemisi Cudi Dağına inmiş (Kur'an, Hud Suresi, ayet 44) Cizre'yi kurup Cizre'de vefat etmiştir. Peygamberler arasında en çok yaşayan ve en çok sıkıntı çekendir. Peygamberlerin soyu, Adem'den sonra "baba" olarak Ondan türemiş olup , Mezopotamyadaki insanlık ondan ve 3 oğlu Ham, Sam ve Yafes'den türemiştir. Asıl adı Abdulgaffar olup, yeni baba anlamında Nuh, Nova adları verilmiştir. Türbe ve çevre düzenlemesi Şırnak Valiliği'nce yaptırılmıştır.

iklim

Yaz aylarında sıcak ve kurak, kış aylarında ılık ve yağmurlu bir iklime sahiptir. Yaz aylarındaki sıcaklık kimi zaman +48 °C kadar ulaşmaktadır. Cizre, meteorolojik verilere göre Türkiye'nin en sıcak noktalarından biridir.


Enlem ve boylam açısından Cizre'nin konumuna gelince, Dicle Nehri'nin ana mecrasının sağında, uzunluğuna 42 derece ve 11 dakika doğu, genişliğine 37 derece ve yirmi dakika kuzeyde kurulmuştur.

Cizre eskiden; Dicle Nehri'nin derin ve akımı hızlı bir kanalıyla etrafı çevrilmiş küçük bir yarımada gibiydi. Bağ ve bahçelerinin çokluğuyla meşhurdu. Şehrin toprakları verimli arazilerden oluşan geniş bir alanı kapsıyordu, bol kazançlı bir üretimi vardı. Ayrıca Cizre, önemli bir ticari konuma da sahipti. Çünkü İpekyolu Cizre'den geçiyordu. Şimdi de sınır kapısına olan yakınlığıyla önemli bir ticaret şehridir Cizre.

Belediye başkanlarının bağlı olduğu siyasi parti ve yerel seçimlerde aldıkları oy yüzdeleri:
2014 Leyla İmret BDP %81.61 
2009 Aydın Budak DTP %79.80
2004 Aydın Budak SHP %60,86
1999 Kamil Atağ ANAP %32,10
1994 Kamil Atağ DYP %43,68

1989 Seyyit Haşim Haşimi RP
1984 Tahir Vesek Bağımsız
1977 Sabri Vesek
1973 M.Salih Şık
1968 M.Salih Şık
1963 M.Salih Şık
1951 Abdülkadir Dursun
1946 Cahit Oktay
1936 Ferman Sönmez

No comments:

Post a Comment

Rexneyên ji dil, nîşaneyên heskirinê ne...